Alper Özüpak yazdı! EYT çıkarsa ne olacak?

Alper Özüpak yazdı, “Yıllardır “EYT’ye bütçe yok” diyenler,

– İnsani yardım olarak başka ülkelere harcanan 70 milyar dolar,
– Suriyelilere harcanan 100 milyar dolarla kaynakları istedikleri yere aktardılar.

Şimdi de “dosya hazır, çalışıyoruz” diyorlar. Ama bohçada ne var bilmiyoruz.
Bizim tek bildiğimiz, koşulsuz 1999 öncesi hakların eksiksiz verilmesi tarafındayız.

Formül mormül olmadan EYT’nin hakları geri verilmelidir.
Yıllardır EYT’yi tercih etmeyip kaynakları her tarafa akıtan iktidar ne yazık ki yine en son sıraya EYT’yi koyarak seçim öncesi anketlere göre haklarımızı vereceğini bize anlatıyor.
Siyasilere o kadar güvenmez olmuşuz ki garanti istiyoruz. EYT Fedarasyonu olarak siyasilerden çözüme dair taahhütnameleri boşuna istemiyoruz, ama gelin görün ki yine vaatler havada uçuşmaya başladı ve seçim sathına girmeye başladıkça bu sürecin devam edeceğini görmekteyiz.
Peki bu süreç nasıl buralara geldi?
Yıllardır süren emek mücadelesi ve azimle, bıkmadan alanlarda meydanlarda ve sosyal medyada, EYT mağdurlarının bitmek bilmeyen baskısıyla, gündemde olmayan, gündeme alınmayan bu sorunu bütün EYT’li kaderdaşlarımızın ortak çaba ve baskısıyla buralara taşıdık.

Peki bitti mi?
Tabii ki hayır, bugünden itibaren daha çok ses getirilmeli, daha çok koordine edilmeli ve bütün haklar alınana kadar da mücadeleye devam edilmelidir.
Süreci buraya taşımayı başaran ve bıkmadan usanmadan çalışarak, her an her dakika EYT’yi hatırlatan binlerce arkadaşımızı canı gönülden kucaklıyoruz.
Bizim tek amacımız ve kaygımız var, şartsız şurtsuz yasanın en kısa zamanda açıklanması… Meclis’i beklemeden, Cumhurbaşkanı bir kararname ile sorunumuzu çözebilir ama malesef yine beklemeye devam ediyoruz.
Suriyelilere yapılan yardımlar, dış ülkelere yapılan yardımlar, aktüeryal dengeyi bozmadı da EYT mi bozacak?
Ekonomiyi çökertecek, emekliler maaşlarını alamayacak, diyerek yıllardır bizi toplumun önüne atıp hain ilan edenlerin unuttuğu, EYT’liler ülkenin öz evlatları ve ülkesine en çok katma değer üreten, asgari ücretle hayatına devam eden ve yıllarca çalıştıktan sonra alacağı en düşük maaşla cezalandırılan, hayatın her anında yoksulluğu önüne çıkarılan bu kitle artık kimseyi dinlemecek ve hakkı için her alanda, her yerde davasının peşinde, ekmeği için mücadeleye devam edecektir.
İki milyonun üzerinde asgari ücret altında emekli maaşı alan EYT emeklileri de gasp edilen maaşları için mücadeleye devam edecektir.

EYT çıkınca mücadele bitecektir, diye düşünen siyasiler bundan sonra da EYT emeklilerini karşılarında görmeye devam edecekler.
Açlık sınırı altında alınan aylıklar ne yazık ki siyasilerin bize büyük bir kazığıdır.
Bu nedenle bizler emekli olsak da mağdur olup yaşantımızdan soframızdan çalınan ekmeğin peşinde ses vermeye devam edeceğiz.
Siyaset yapanların yüzlerine, konumlarına bakın ne görüyorsunuz? Bir de işçinin, emekçinin yüzüne bakın, yüzü gülen işçi emekçi emekli görecek misiniz?
Siyasetin amacı halkına refah sunmak olmalıdır. Halkı yoksullaşan ülkemizin siyasilerinin her geçen gün koruma sayısının artması, çakarlı lüks araçlarından vazgeçmemelerinin de bir sonu olacaktır. Bunu da hakkını arayan hakkım için ben de varım, diyen yoksul emekçiler yapacaktır.

Rahmetli babam, Vakkas Hoca’ma çocukken bir gün sordum: Neden slogan atarken sağ elini kaldırıyorsun?
“Ben ekmeğimi kazanmak için sağ elimi kullanıyorum ekmeği için mücadele edenlerin sağı solu olmaz” diye cevap veren ve böyle bir kültürden gelen bir EYT mağduru olarak ben de diyorum ki mağdurun sağcısı solcusu olmaz, hepimiz ekmeğimiz için mücadele etmeliyiz.
EYT’linin EYT’liden başka dostu olmadığını da iyi bilmeliyiz.
Yarınlar ne getirir bilemeyiz ama hepimiz şunu iyi bilmeliyiz, bozuk düzende sağlam çark olmaz! Bu nedenle doğru insanları bulduğumuzda sımsıkı sarılalım ve hakkımız için emekli olsak da mağdur edilmeye devam ettiğimizi unutmayalım.
Hepinize sağlıklı ve sevdiklerinizle uzun bir yaşam dilerim.
Hayatın her alanında mücadele ile kalın!”