Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuk olduğu programda yaptığı gündem değerlendirmelerinde, oldukça dikkat çekici ifadeler kullandı. Bakan Şimşek'e göre ekonomik reformların devam etmesi ve 13 yıllık kazanımların korunması için, siyasi istikrar şart.
Bakan'ın konuyla ilgili sözleri şu şekilde oldu: "Reformlar uzun vadede sonuç veriyor diye kaçınılıyor. Ancak reform yapıldığında beklentiler kanalıyla çok hızlı bir iyileşme oluyor. Bizim, dengeleri de toplumun değişik kesimlerinin ihtiyaçlarını da gözetip o ince dengeyi kollamamız lazım. Biz muhalefet gibi değiliz, çıkıp onlar gibi söyleme girersek yarın öbür gün kredibilite sorunuyla karşı karşıya kalacağız ama muhalefetin öyle bir derdi yok. Şu anda Türkiye 'nin tek çıpası var. Siyasi istikrar yok, Avrupa Birliği yok, bir tek mali disiplin var. Bu da seçim hesaplarıyla heba edilirse, o zaman Türkiye ikiz açık problemiyle karşı karşıya kalacak"
Bakan Şimşek'e göre ülkenin, 2002-2014 arası ekonomik krizlerden ve darboğazlardan sorunsuz geçmesini sağlayan şey de siyasi istikrar ve reformlar oldu. Bakan ayrıca 90'lı yılları örnek vererek reformların olmadığı bir ekonominin ilerleyemeyeceğini söylerken, siyasi belirsizliğin devamı halinde mali disiplinin bozulacağını söyledi. Şimşek, Avrupa Birliği'nin hala daha en iyi ihukuk devleti, demokrasi, hak ve özgürlükler referansı olduğunun altını çizerken en azından bu şartlara dönüşümün ve kalitenin arttırılmasının önemine de vurgu yaptı. Reformların öncelikli sıralara alınması gerektiğini söyledi.
Mehmet Şimşek sözlerine devam ettiğinde ise 13 yılın ekonomik kazanımlarının tehdit altında olduğunu söyleyerek şöyle dedi: "Siyasi istikrarı sağlayıp reform yapamazsak bırakın 2023 hedeflerini biz mevcut kazanımları koruyamayız. Türkiye'nin küresel rekabette elinin güçlü olabilmesi için güçlü ve uzun soluklu bir hükümete ihtiyacı var. Gelişmekte olan ülkeler sıkıntıda ve bu sıkıntılar azalmayacak. Amerikan Merkez Bankası eninde sonunda para politikasını normalleştirecek, faizi artıracak. Belki bu ay belki de yıl sonunda olacak ama bu önemli değil. Amerika kendi menfaatlerine göre o kararı verecek. Türkiye olarak kararın ne zaman verileceğinden bağımsız şekilde, o kararlara, şoklara karşı dayanıklılığımızı artırmamız lazım. Dayanıklılığı da konuşarak slogan atarak artıramayız. Sloganlar 5 kuruşa yaramıyor."