Banka ve şirketlerin mobil iletişim çözümlerini üreten Pozitron’un kurucusu Fatih İşbecer, şirketini 100 milyon dolara İngilizler’e sattı. İşbecer’in şimdi yeni hedefi yurtdışında daha hızlı büyümek!
Fatih İşbecer Türkiye’de girişimciliğin en iyi örneklerinden biri. 2007’den bu yana Pozitron, iş hacmi bakımından katlanarak büyüdü. Fatih İşbecer, Pozitron’u 2000 yılında kurmuştu. Pozitron kurulduğunda bir yazılım geliştirme şirketiydi. Bundan 9 yıl önce mobil iletişime odaklandılar. 12 farklı ülkede perakende, ilaç sektörü, bankacılık ve telekomünikasyona yönelik yazılımlar, mobil iletişim çözümleri sunuyor.
Kısa Zamanda Büyük Başarı
Kısa zamanda şaşırtan bir büyüme grafiği sergileyen Pozitron 2014’ün Ocak ayında mobil para alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olan İngiliz Monitise tarafından 100 milyon dolara alındı. Fatih İşbecer, sıfırdan kurduğu şirketiyle ‘girişimcilik’ adına altı çizilmesi gereken bir başarıya imza attı. Monitise ile birlikte Pozitron iş hacmini büyütmeye devam ediyor. Şirkette Fatih İşbecer CEO, ortakları Fırat İşbecer (COO), Mete Balcı (CTO) oldu.
“21 Senenin En Kötü Ayıymış”
İşbecer konuya dair soruları yanıtladı. İşte o açıklamalar… “Tüm dünyada böyleydi. Türkiye için değil. 21 senenin en kötü ayıymış. Böyle kötü bir ayda bizim satış çok ses getirdi. 2008’den sonra yatırımcılar daha çok ilgilenmeye başladı. 2000’li yıllarda mobil sektörüne girmeden önce bu kültür Türkiye’de yoktu. Biz 2005 yılında mobil iletişim alanına girdik. Biz mobil kanala girdiğimiz için insanlar bizim stratejimizin yanlış olduğunu söylüyorlardı. Biz 2005-2009 yılına kadar bunun doğru olduğunu anlatmaya çalışarak ve dünyada da teknolojinin buraya kaydığını görerek geçirdik. Bu dönemde bize gelen firmalar hep bizi bir tık daha ufak firma olarak görüyorlardı. Biz x aşamasındayız, onlar da bizi oraya getirmek üzere geldikleri için onlarla yol alamadık. Ayrıca Türkiye’ye gelen yatırımcı firmalar ‘cash negatif’ firmalara yatırıma alışmışlar. Onlar karşılarına oturduklarında hep 3-4 ay sonra parası biten şirket senaryolarına alışıklar. Biz hep Pozitron’u kârlı götürdük. Yatırımcı gelip ‘Size şu kadar vereceğim’ dediğinde cazip gelmedi bize. Biz hep ’akıllı paraya’ baktık.”