Emlak sektöründe fiyatlar gerçekleri yansıtıyor mu? Türkiye işte bu soruya yanıt arıyor. Son birkaç ayda olumsuz gelişmelerin yaşanmasına karşın fiyatların halen yüksek olması konuyla ilgili iki görüşün ortaya çıkmasına neden oldu. Bir başka deyişle Türkiye bu konuda ikiye ayrılmış durumda. Birinci kesim emlakta her hangi bir balon olmadığını tam tersi, talebin halen mevcut olduğunu söylüyor.
Emlak Balonu Havalandı mı?
Yılda en az 800 bin genç istihdam pazarına giriyor, 600 bin kişi evleniyor, 250 bin kişi boşanıyor, köyden kente göç de sürüyor. Böylesine dinamik bir demografik yapıda her daim ikamet etmek için konut talebinin sürmesi aslında şaşırtıcı bir durum değil. Bu görüşü savunanlar genellikle politikacılar, konut ve inşaat sektöründe çalışan firma sahipleri ve yöneticileri ile bazı gazeteciler oldu.
Karşıt görüşü savunanlar ise Türkiye’de bir konut balonu olduğunu iddia ediyor ve bu iddiasını iktisat bilimi ve mevcut ekonomi verileriyle destekliyor. TÜİK’e göre Şubat ayında sayısal olarak emlak satışları % 6 daralmış durumda. BİST’e kote şirketlerden edinilen bilgilere göre, markalı konutlarda bu daralma % 60 oranını buluyor. Bu rakamlar pazarın doyduğunun açık bir işareti olarak kabul ediliyor.
Türkiye’de Arap hikayesi her zaman yazılmıştır. Konut sektöründe de uzun bir süredir Arap hikayeleri sadece kulaktan kulağa yayılmıyor basında da sık sık yer alıyor. İnşaat şirketlerinin büyük reklam kampanyalarından pay kapmak isteyen ve bu nedenle Arap hikayelerini sayfalarında sık sık veren gazeteler, yine verilerle yalancı konumuna düşürüldü.
Şubat ayında yabancılar 1074 emlak almış Türkiye genelinde. 12 aylık verilerde ise bu rakam sadece 13 bin civarında. Bu TÜİK verileri, yabancılar mülk alıyor iddialarının tamamen bir hikaye olduğunu ortaya koyuyor.
Markalı Konutlarda Denge Bozuldu!
Emlak piyasasında sadece Türkiye’de değil bütün dünyada baz alınan bir veri vardır. O da bir mülke verilen fiyatı kirası belirler. Yani satın aldığınız bir mülkü kiraya verdiğinizde paranızı kaç yılda geri alırsınız? Dünya ortalamalarına bakılacak olursa bu süre 13 ila 15 yıldır. Örneğin bir eve 200 bin lira verip almışsanız ve bunu eğer 1.100 liraya kiraya verirseniz iyi bir yatırım yapmış olursunuz. Oysa bugün İstanbul’da 300 bin liralık bir evin aylık kirası bin lirayı zor buluyor. Özellikle markalı konutlarda denge daha da bozulmuş durumda. Halkalı civarında yapılan sitelerde ortalama bir evin değeri 600 bin lira civarında. Kirası ise mevcut verilere göre 1.500 ile 2 bin lira arasında değişiyor. Bu durumda o mülkü alan kişi 2 bin liradan kiraya verirse yılda 24 bin lira gelir elde eder. Bu da 25 yıllık sürede kendini amorti etmesi anlamına geliyor ki, uluslararası emlak piyasasında bu rakam, fiyatlarda köpük olduğu tezini doğruluyor. Bazı semtlerde bu rakam 30 yıla kadar çıkmış durumda.
Olmayan Parayla Ev Alma Dönemi Kapandı
Faizlerin mevcut şartlarda düşmesi neredeyse imkansız gibi görünüyor. Özellikle Amerikan Merkez Bankası FED’in yeniden faiz artırımına gidecek olması bizi de olumsuz etkileyecek. Artık olmayan para ile ev alma dönemi kapandı. Bu da Türkiye’de bazı inşaat şirketlerinin iflas etmesine neden olacak. 2014 yılının ikinci yarısından itibaren inşaat şirketlerinde büyük iflaslar yaşanabilir. Emlak ve inşaat sektöründe lider konumda olan birkaç firma dışında çok sayıda firmanın ekonomik sıkıntı yaşadığına dair söylentiler de bu iddiayı destekler nitelikte kabul ediliyor. Dolayısıyla kısa vadede yaşanacak gelişmeler de merakla bekleniyor.