Yabancılara Aylık 5 Bin Konut Satışı

Ülke içerisindeki yabancılara konut satışlarının artması.
27 Ocak 2015 Salı 13:31


Yabancılara yönelik olarak yapılan konut satışlarında bir artış meydana geldi. Kamuoyunun gözünden kaçmayan bu gelişmeye neden olan ne? Konuya dair soruları yanıtlayan Garanti Mortgage Genel Müdürü Murat Atay söz konusu artışı doğruluyor. Bunun nedeni olarak da yapılan yasal düzenlemeleri gösteriyor. Atay, yabancıların eskiden konut satın almalarının mümkün olmadığını ancak yapılan düzenlemeler ile bu hakka kavuştuklarını söyledi ve “Dolayısıyla, orta vadede aylık 4 bin 5 bin rakamlarına ulaşmak mümkün olabilir" dedi.

"Fed'in sene içinde faiz oranlarını artırma ihtimali yüksek olduğu için, ülkemizde de mortgage faiz oranlarının mevcut seviyelerin çok altına inmesini beklemiyoruz.” Mortgage ve konut sektörüne dair değerlendirmelerde bulunurken bu ifadeleri de kullanan Atay, kredi hacmindeki büyümenin % 14 dolaylarında olduğunu söyledi. Aynı zamanda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 2 Ocak 2015 tarihli verileri dikkate alındığında 2014 yılının sonunda sektör büyüklüğünün katılım bankaları dahil 124,7 milyar TL'ye ulaştığını da sözlerine ekledi. Garanti Bankası’nın da % 12 oranında paya sahip olduğunu, sektör liderliğini sürdürdüğünü ve yılı liderlikle tamamladığını belirtti.

“FED’in Kararları Ekonomiyi Etkileyecek”

Bu sene ABD Merkez Bankası FED’in kararlarının gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini oldukça etkileyeceğinin altını çizen Atay, konuya dair şu açıklamayı yaptı: "Fed'in sene içinde faiz oranlarını artırma ihtimali yüksek olduğu için, ülkemizde de mortgage faiz oranlarının mevcut seviyelerin çok altına inmesini beklemiyoruz. Ama yine de 2014 yılında gerçekleşen faiz oranı ortalamasından daha düşük seyredeceğini düşünüyoruz."




Peki, 2015 gayrimenkul sektörü açısından nasıl bir yıl olacak? Atay’a göre sektör 2014 yılından farklı olmayacak. Bu düşüncesinin nedenini de açıklayan Atay, sebep olarak ülke çevresinde bazı belirsizliklerin olduğunu ve bu belirsizliklerin de çok kısa bir sürede çözülemeyeceğini haliyle ülke ekonomisinin üzerinde mevcut baskının devam edeceğini gösterdi. Murat Atay’a göre tüm bunlar 2015 yılında gayrimenkul sektörünün büyük bir hamle yapmasını önleyecek.

Atay, mortgage sözcüğünün ipotek teminatı anlamına geldiğini dile getirerek şu açıklamayı yaptı: “ Söz konusu sistemin genel işleyişi, finans kuruluşlarının konut sahibi olmak isteyenlere uzun vadeli kredi kullandırması ve bu kredinin teminatını oluşturmak amacıyla satın alınan konutların üzerine ipotek tesis etmesi şeklinde özetlenebilir. Mortgage kullanarak ev satın almanın en önemli faydası kişinin uzun vadeli olarak kredi kullanmasına ve nakit akışına uygun şekilde ev sahibi olmasına imkan sağlamasıdır.”

“Hayat Sigortası Yaptırmak Zorunlu Değil”

Konut edinmek için yeteri kadar birikime sahip olmayanlar aylık ödemeler yaparak konut sahibi olma imkanına sahip. Atay da bu imkanın refah seviyesine ulaşma noktasında önemli bir role sahip olduğunu düşündüğünü dile getirerek şöyle bir açıklama yaptı: "İleriye yönelik yatırım yapmak isteyenler için karlı bir araç olan mortgage kredisi, bu özellikleri nedeniyle, bir bireyin kullanabileceği en uzun vadeli ve en düşük maliyetli kredi türüdür. Mortgage kullandırım süreci kapsamında alınacak konutun ekspertizinin yapılması, söz konusu gayrimenkulün her türlü yasal prosedüre uygun inşa edilip edilmediğinin anlaşılmasını sağlar. Bunun yanı sıra mortgage kredisine ödenen faizler, konutun kiraya verilmesi halinde vergiye tabi kira matrahından veya konutun 5 yıl içinde elden çıkarılması halinde oluşacak değer artışından kaynaklanan gelir vergisi matrahından düşülebilir. Öncelikle hayat sigortası yaptırmanın zorunlu olmadığını belirtmeliyiz.

Fakat Garanti Mortgage olarak yaptırılmasını önemle tavsiye ediyoruz. Çünkü doğru kapsamıyla yapılan bir sigorta poliçesi, tüketiciyi ve kanuni varislerini istenmeyen durumlara karşı koruyor ve fayda sağlıyor. Sadece tüketicileri değil yakınlarına karşı olan sorumluluklarını da güvence altına alması açısından, hayat sigortasının bu süreçte önemli olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, mortgage kredisi alırken hayat sigortası da yaptıran müşterilerimize, avantajlı faiz oranlarıyla mortgage kullanma fırsatı sunuyoruz. Hayat sigortalı mortgage ürünümüzden faydalanan müşterilerimiz, böylelikle hem geleceklerini hem de bütçelerini güvence altına almış oluyor."

Kentsel dönüşüm konusunda da çeşitli açıklamalar yapan Murat Atay, müteahhitlerle bazen kentsel dönüşüm üzerine toplantılar yaptıklarını belirtti. Amaçlarının ise konut üreticilerini bilgilendirmek olduğunu söyleyen Atay açıklamasına şöyle devam etti: "Ayrıca tüketicileri bilgilendirmek ve daha iyi hizmet verebilmek için, 'kentseldonusumcevaplari.com' adlı bir internet sitesi hazırladık. Mortgage hakkındaki uzmanlığımızı aktardığımız siteyi ziyaret eden tüketiciler, kentsel dönüşümle ilgili merak ettikleri her sorunun cevabını bulabiliyor. Bunun yanı sıra kentsel dönüşüm konusunda uzmanlarımıza her soruyu sorabilecekleri, danışmanlık hizmeti alıp kredi başvurusunda bulunabilecekleri 444 0332 numaralı kentsel dönüşüm hattını da kurduk. Kentsel dönüşüm konusunda, kat maliklerine ve yapımcı firmalara bire bir hizmet vermek üzere, bünyemizde Kentsel Dönüşüm Uzman Ekibi'ni oluşturduk. Ekip, bankamıza gelen kentsel dönüşüm taleplerinde kat maliklerini yapımcı firmalarla bir araya getirerek, uygun finansman modelleri oluşturuyor. Mortgage sektörünün lideri olarak, rekabetçi gücümüz ve bu alandaki tecrübemizle kentsel dönüşüm konusundaki projelere destek vermeye önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz."

Aşırı Üretim mi Yapılıyor?

Konut sektöründe ihtiyaçtan fazla, aşırı üretim mi yapılıyor? Son yıllarda daha sık gündeme gelen bu soru Atay’ın da gündeminde. Murat Atay bakın konuya nasıl yaklaşıyor?
"Faiz oranlarındaki değişikliklere göre, mortgage kullanımları farklılık gösterse de 'şu dönem ev almak için en uygundur' diyemeyiz. Mortgage ile ev alacaklara önerimiz; konut kredisi faizlerinde en düşük oranları beklemek yerine, istedikleri evi bulduklarında, eğer o an oluşan aylık ödemeler bütçelerine uygunsa satın alımı gerçekleştirmeleri… Arzın da hemen hemen talebe paralel hareket ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü dünyadaki pek çok ülkenin, özellikle de gelişmiş ülkelerin aksine, Türkiye'nin nüfusu hızla artmaya devam ediyor. Yıllık nüfus artış hızımız yüzde 1'in üstünde. Bu durum, genç bir nüfusa sahip olmamızı sağlıyor.

Kentleşme oranımız ise yüzde 80'lerin üstünde. Diğer yandan, bir evde yaşayan ortalama kişi sayısı azalıyor. Sosyal değişiklikler ve kentleşme, 5'lerin üstünde olan bu sayıyı 4'ün altına düşürmüş durumda. Bunun yanı sıra, gelir seviyesinin de artmaya devam ettiğini görüyoruz. Bu özelliklerin hepsi ayrı ayrı, konut talebinde artış anlamına geliyor. Konut arzına bakacak olursak; resmi bir veri olmasa da Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği'nin bu konuda sektöre verdiği çalışmalar var. Bu çalışmalara göre, her sene üretilmesi gereken konut sayısının 600 binden fazla olduğunu görüyoruz. Ne kadar konut üretildiği konusunda bir diğer gösterge olan yapı kullanım izinlerine bakarak; son 5 yılın ortalamasında 538 bin yapı kullanım izni alındığını söyleyebiliriz. Alınan ruhsatların ortalaması ise 728 bin adet. Her iki rakama baktığımızda, aslında arzın da talebe yakın bir seviyede olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, burada aşırı üretim yapıldığına yönelik bir işaret olduğunu düşünmüyoruz."

Atay Türkiye genelinde bir konut balonu olmadığını gönül rahatlığı ile söyleyebileceklerini dile getirdi. Atay’a göre ülkedeki konut sektörünün ana problemi, bazı bölgelerdeki arsa arzı… "İç talep ağırlıklı bir gelişmenin, olası dış taleple biraz desteklenmesi, daha sağlıklı bir konut sektörünün oluşması anlamına gelecektir" diyen Atay şunları kaydetti: " Yabancılara konut satışında aylık 4 bin, 5 bin rakamlarına ulaşmak mümkün olabilir. Ancak söz konusu rakama ulaşılsa dahi, 60 bin adet konut için yıllık 1 milyon adetlik satış rakamı düşünürsek, bu yine de sektörün ufak bir kısmını oluşturacak. Ayrıca bu talebin, iç talebe göre çok daha elastik olduğunu görüyoruz. Buna örnek olarak İspanya'yı verebiliriz. Dolayısıyla iç talep ağırlıklı bir gelişmenin, olası dış taleple biraz desteklenmesi, daha sağlıklı bir konut sektörünün oluşması anlamına gelecektir."

Kategori:

Diğer Haberler